Bir kadın, 2009 yılında evinde tüfekle vurularak öldürüldü. Olayın üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen, cinayet gizemi çözülemedi. Yakın akrabası olan şüpheli, ilk yargılamada 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesiyle beraat etmişti. Bu yıl yeniden gözaltına alınıp tutuklanan şüpheli, olay günü maktulün evinde bulunduğunu ve cinayete şahit olduğunu itiraf etti ancak bu itiraf "samimi" bulunmadı. Şüphelinin ifadesinde yer alan ek bilgiler ve yeni kanıtlar, yargıtay kararına rağmen yeniden yargılama talebini gündeme getirse de, mahkeme bu talebi reddetti.
15 Yıl Sonrası İtiraf
2009 yılında gerçekleşen olayda, evli ve iki çocuk annesi bir kadın, kendi evinde tüfekle öldürülmüştü. Olayın ardından soruşturma başlatılmış ve kadının eniştesi tutuklanmıştı. Ancak, yeterli delil bulunamaması nedeniyle şüpheli, 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi gereğince beraat etmişti. 15 yıl sonra yeniden gözaltına alınan şüpheli, olay günü maktulün evinde bulunduğunu ve cinayetin işlenmesine şahit olduğunu iddia etti. Şüpheli, olayın faili olduğunu iddia ettiği bir kişinin maktulü öldürdüğünü, kendisinin ise korktuğu için kaçtığını ve olayı yetkililere bildirmediğini öne sürdü. Ancak, şüphelinin bu itirafı mahkeme tarafından "samimi" bulunmadı. Polisin yaptığı araştırmalar sonucu, şüphelinin ifadesinde bahsettiği kişinin olay yerinde bulunmadığı belirlendi.
Yeni Deliller ve Yeniden Yargılama Talebi
Cumhuriyet Başsavcılığı, yeni deliller ışığında yeniden yargılama talebinde bulundu. Talebin gerekçesinde, şüphelinin çelişkili ifadeleri, olay yerinde bulunma ihtimali ve maktulle olan ilişkisi detaylı bir şekilde ele alındı. Ayrıca şüphelinin çevresine yaptığı tehdit ve şiddet içerikli söylemler de dikkate alındı. Ancak, Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi, şüphelinin itirafının "güvenilir" olmadığı gerekçesiyle yeniden yargılama talebini reddetti. Bu kararın ardından, Adalet Bakanlığı'na yapılan başvuru da aynı gerekçeyle reddedildi.
Hukuki Mücadele Devam Ediyor
Maktulün ailesinin avukatı, şüphelinin 15 yıl sonraki itirafının yetersiz bulunmasını ve yeniden yargılamanın engellenmesini eleştirdi. Avukat, cinayetin faili meçhul olarak kalmasının kabul edilemez olduğunu ve hukuki mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Öte yandan, şüpheli aynı dönemde farklı bir cinsel saldırı suçlamasıyla da tutuklandı. Bu durum, şüphelinin geçmişteki davranışlarının ve kişisel özelliklerinin, cinayet davasıyla olan bağlantısının yeniden değerlendirilmesi gerektiği yönünde tartışmalara yol açtı. Söğüt ve İnhisar gibi yerel bölgelerin de olayla bağlantısı dikkate alındığında, olayın karmaşıklığı ve çözülmemiş yönlerinin varlığı netlik kazanıyor.